KÜLTÜR BAKANLIĞI ALEVİ DEDELERE MAAŞ
ALEVİ DEDELERE MAAŞ
PİRHA – Kayseri Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Cemevi Başkanı Abbas Tan, dedelerin devlet kadrosuna alınıp maaşa bağlanmasını tehlikeli bulduğunu söyledi. Tan, “Bu görevlendirdikleri personele bir süre sonra ‘Cemlere kimler geldi? Lokmaları kim getirdi? Köyünüze kimler gelip gidiyor’ diye de soracaklardır. Aleviliği yok etme politikasını yaşatmaya çalışacaklar” diye konuştu.
Türkiye’de Alevi inancının hala devlet tarafından tanınmadığı bir süreç yaşanıyor. Alevi toplumunun, zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevine ibadethane statüsü verilmesi, eşit yurttaşlığı içeren yeni bir anayasanın yapılması gibi talepleri var.
Bunun yanı sıra katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi gerektiği yönündeki ısrarlar da süregidiyor. Ancak bu talepler hükümet tarafından yerine getirilmiyor, mahkeme kararları dahi tanınmıyor.Neredeyse tüm Alevi örgütleri, “Alevi Diyaneti” olarak adlandırılan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na ve üstelik de Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulmasına büyük tepki gösterdi.
İki yıldır yüzlerce cemevini dolaşarak liste tutan, Aleviliği bir inanç olarak görmeyen ve kültürel bir öğeye indirgeyen AKP hükümeti, şimdi ise bir ekip oluşturup Alevi köylerini, cemevlerini ve dernekleri dolaşarak maaşlı dedeler, elemanlar arıyor.
CEMEVLERİNİ ZİYARET ETMEK İSTEYEN GÖREVLİYE RED!
Kayseri HBVAKV Cemevi Başkanı Abbas Tan, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı görevlilerinin, Kayseri’ye de gelerek Alevi köylerini gezdiklerini belirtti.
Yazar Abbas Tan, Kayseri’de 48 Alevi köyünün olduğunu ve bu köylerin içerisinde sadece 9 köyde cemevinin olduğu bilgisini de verdi. Devletin görevlendirdiği memurların, cemevi olan köylere ziyaret gerçekleştirdiğini belirten Tan, şu bilgileri paylaştı:
“Kayseri Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı olarak Kayseri merkezde bir cemevimiz var. Bunun yanı sıra Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesinde tapusu bize ait olan İğdeli Cemevi de mevcut. Ayrıca Felahiye ilçesinde de Acurlu köyünde Cemevi inşaatımız var,
ilgili memur oraya gidecekmiş. Oraların bizim olduğunu öğrenince uzman kişi, telefonla beni aradı. ‘Cemevine gideceğim izniniz olursa’ diye sordu.
Ben de ‘hayır öyle bir iznim olmaz’ dedim. Eğer kurumu temsilen gidiyorsanız telefonla arayarak değil, yazılı bir başvuru yaparsınız ya da nezaketen gelir ziyaret edersiniz biz de deriz ki ‘devlet adına birileri gelmiş, ne yapmak istiyor, niyeti nedir?’ öğrenir, insanlarımıza da birinci ağızdan aldığımız bilgileri paylaşırız. ‘Saygısızlık etmeyin, bir yerlere de gitmeyin’ dedim.
Sonrasında yanıma gelen Hacıbektaşlı bir Alevi memur çocuğun söylediklerini dinlediğimde çok da ciddiye alınacak bir çalışma olmadığını gördüm. Köylere gideceklerini söylediler. Ben de Alevilerin bunu kabul etmeyeceğini belirttim. Kayseri’de öğrenebildiğimiz kadarıyla iki köyde bunlara ‘Tamam’ demişler. Onlar da bir görevli, yani dede değil, hizmetli alınacak diye Develi ilçesinin bir köyünde dernek başkanı yoksul bir ailenin ismini vermişler.
”“İNSANLARI HUZURSUZ ETMEYİN, DEDİM”
Abbas Tan, maaşa bağlanacak kişilerin ne türde bir hizmet verecekleri konusunda da soru işaretlerinin olduğunu belirtti. “Söylenenler birbirini tutmuyor” diyen Tan, maaş teklifindeki tehlikeyi şu sözlerle anlattı:
“Birinci planda ‘köyden bir kanaat önderi, geçmişte cemevlerinde hizmet vermiş biri olacak’ deniliyor ama diğer taraftan ‘binanın bakımını, temizliğini yapacak biri’ deniliyor. Yani çok net ifade yok.
O kadroda görevlendirecekleri kişinin hangisi sıfatla ne yapacağını da kendileri de bilmiyor. Gelen memura ‘Alevilerin sadakaya ihtiyaçları yok. Seçim arifesinde yeni bir politika, yeni bir anlayışla Alevi köy ve cemevlerine gidip de insanları huzursuz etmeyin’ dedim.
Gelen kişi de ‘Ben Görevimi yapıyorum’ dedi. O da haklı, sonuçta bir memur. Kayseri’de sadece bir köyden; o da maaşa bağlansın diye kabul edilmiş fakat şu ana kadar da herhangi bir bilgi kendilerine gelmemiş. Kayseri ve yöresinden Alevilerin çok büyük bir kısmı özellikle örgütlü Alevilerden bugüne kadar ‘Evet bu kadroyu biz de alalım. Bizim de hakkımızdır’ diyen bir tek insan çıkmadı.
”İSTİHBARAT KADROSU MU OLUŞTURULUYOR?
Toplumda, dedelerin maaş bağlanılması sebebiyle ayrışma yaşanacağını da belirten Abbas Tan, sözlerine şu cümlelerle devam etti:“Bu bir siyasi yatırım. Alevileri çok sevdiklerinden, Alevilerin hakkı olduğu için değil ama siyasi bir yatırım ve Alevileri bölüp parçalama politikasıdır. Çünkü mevcut devlet anlayışı da iktidar da Aleviliği hala bir yere oturtamadı. Hala bir inanç bir yaşam biçimi olarak görmüyor. Diğer taraftan cemevlerini ibadethane olarak kabul etmiyor. Ama şimdi kalkıyor ‘cemevine kadro vereceğim’ diyor.
Peki cemevinin statüsü nedir?
Hala bu noktada net değiller. Ama Aleviler için gelecekte ciddi bir sıkıntı yaratacaktır. Bunu bir tehlike olarak görebiliriz. Çünkü yapılan uygulamanın net ortaya koyduğu bir şey yok. Eğer samimilerse bu projede Türkiye’de Alevi Bektaşi Federasyonu var. Fakat federasyon ve diğer çatı örgütlerle görüşülmeden ‘Ben yaptım oldu’ diye hareket etmiş olmaları tehlikenin boyutunu çok net şekilde gösteriyor. Bu görevlendirdikleri personele bir süre sonra ‘Cemlere kimler geldi? Gelen lokmalar neydi, kim getirdi, ne kadar getirdi?’ diye soracaklardır.
Belki bir süre sonra bu köye kimler gelip gidiyor diye de soracaklardır. Bu mevcut durum benim için bir şüphe.
Çünkü Develi‘nin Alaylı köyünde kışın 8-10 ev kalıyor. Okullar açıldıktan sonra köyde kimse kalmıyor. Oraya koyulan kadrolu insan başka ne iş yapar?
Eğer dede ise tıpkı cami imamlarına cuma günleri bir fetva gönderip de vaize ‘şunları söyleyin’ denildiği gibi dedelere de diyecekler. Böyle bir kadronun, örgütlü Alevilerin görüşü alınmadan kırsaldaki insanlara böyle gitmeleri çok gayri ciddi. Biz özellikle örgütlü Aleviler, böyle bir kadronun, oluşumun hep karşısındayız.
Bizi götürüp Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlayan anlayış o zaman cami derneklerini de götürsün bakanlığa bağlasın.
“BU ÇALIŞMA ALEVİLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRME POLİTİKASI”
Şu an dede mi yoksa ehil kişi mi adını da bilmiyoruz ama cemevlerine görevlendirdikleri personel, hangi kadrodan olacak? Sonuç itibariyle bu çalışma Alevileri karşı karşıya getirme politikası taşıyor. Bir takım insanlara gidip İslam anlayışı diye Alevilikte olmayan yeni bir anlayışı ön plana çıkartmaya çalışacaklar. Alevi İslamcılar ya da Müslüman Aleviler, Alevilere karşı devletten ya da başka yerlerden alacakları güçlerle Aleviliği yok etme politikasını yaşatmaya çalışacaklar diye bir kaygımız var.”Eren GÜVEN/KAYSERi