ALEVİLER NEREYE GİDİYOR
ALEVİLER NEREYE GİDİYOR 1
Bir çok konuda olduğu gibi Alevilerin sorunları konuşulurken öncelikle
“AĞACIN KURDU KENDİ İÇİNDE OLUR” sözü kullanılır.
İkincisi sistemin dayatması.
Üçüncüsü. Mahalle baskısı.Daha uzayıp gider. Ne yazık ki kolay kolay dönüp kendine bakmaz.
Dedeleri, Pirleri/anaları, kurum yöneticilerini eleştirir.Talipleri, üyeleri eleştirir.
Eleştirdiği ve suçladığı bütün bu bireyler ve kurumlar konusunda mutlaka haklılık payları vardır.Bir de dönüp kendisine bakmadığını hesaba katmaz.
Türkiye’de bürokrasiyi, yasaları, uygulamalar ve ritüelleri de bilmez, yada bilmemezlikten gelir. Dernek ve vakıfların hangi şartlarda nasıl hizmet verdiğine bakmazlar, bazen de bakarlar ama göremezler.
Ocakzadeler konusunda haklılık payına bakalım.Ocakzadeler ve Hak aşıkları Binlerce yıl bu yolun kahrını çekmişler, il il, ilçe ilçe, köy köy, kapı kapı dolaşmışlar.
Taliplerini İrşad etmeye çalışmışlar.
Talipler arasında rızalığı sağlamışlar.
Bildiklerinin bir çoğunu herkesle paylaşırken SIRRI SIR etmeyi de ihmal etmemişler.(Sırrı hakikati bu yolda olgunlaşmamış insanlara anlamamışlar).
Gün gelmiş talipler kendilerini eğitmeye başlamışlar.
Bilimi, teknolojiyi kullanmaya başlamışlar. Pirler/analar yani Ocakzadeler sakladıkları Sırrı, bu hizmeti kendisinden sonra yürüteceklere aktarmayı unutmuşlar.
Anlattıklarından bir kısmını çocukları tam anlayamamış hatta yanlış anlamışlar. İşte Aleviler bu tarihten sonra başkaları tarafından anlatılan, yazılan Aleviliği gerçekmiş gibi kabul etmişler ve sıkı sıkıya sarılmışlar.
Başkalarının anlattıklarının yada yazdıklarının bir çoğu Alevilikle ilgisi olmayan konular ve Aleviliği özünden uzaklaşmasına neden olan sebepler olduğunun farkında olunmamış. Sıkıştıklarında duyduklarının dışında bir soru geldiğinde bilmediği konuyu bilmiyorum dememiş/diyememiş kendi mantığına göre cevap verince de kafakar karışmış.
Babalarının dedelerinin Talip, Rehber, Pir, Mürşid ilişkilerinden vazgeçip kurumlarda oturarak taliplerin gelmesini beklemişler ancak talibin artık talip değil üye olduğunu farketmemişler.
Bütün bu kadar eksikleri görmezden gelerek herşeyi bildiklerini sanarak ağzına aklına geleni aktarmaya başladılar.
Bu düşüncedeki ocakzadeler çoğalınca gerçekleri anlatan ocakzadeler gölgede kaldı. Elbette verdiğimiz bu örnekler herkesi kapsamaz. Öyle olsaydı bu örnekleri vermek için dayanaktan yoksun olurduk.
Rehber (rayber), Pir, Mürşidlerin tamamına DEDE diye hitap edilmeye başlandı.
Dedeler Erkan yürütürken kadınları posttan uzak tutarken hizmetlerde ellerine süpürge, çerağ, lokma hizmeti konusunda ses çıkarmadılar.
Kimi dedeler Evladı Resulum derken bu seyitlik anadan geliyor demediler. Bir çok dede, dedeliğe başlarken kimden eğitim (el) aldılar, ne ikrar verdiler ne yılda bir defa görgüden geçti. Ben yaptım oldu mantığı ile hareket ederek yolu tıkadılar.
Ocakzade olmayan ve bu hizmeti çok iyi bilip uygulayacak canlara bu hizmeti yapamazlar diyerek tepki gösterdiler.
Kurumlar konusuna bakalım.Binlerce yıl Talip, Rehber, Pir, Mürşid ilişkileri çerçevesinde örgütlenen Aleviler günümüzde neredeyse bu örgütlenme konusunu askıya almış durumdalar.
Hukuku, yasaları, uygulamaları yeterince bilmeyen Aleviler kentleşmeyle birlikte yeni bir örgütlenmeye gitmek zorunda kaldılar. Aleviliğin inancı, kültürü, ekonomik veya sosyolojik boyutunu ele almadan (yasalardan kaynaklanan) Kültür Derneği veya Kültür Vakfı adı altında örgütlendiler.
Mevcut yasalardan yararlanarak, bazen sivil itaatsizlik uygulayarak küçümsenmeyecek yol katettiler.
Dernekler, Vakıflar Federasyonlar oluşturdular, güzel işler yaparken çok da yanlış yaptılar. Siyasette söz sahibi olmaya başlayınca kişisel hırsla yanlışlar başladı.
Bunu çok iyi takip eden sistem boş durmadı.
Sistemin müdahalesi. (Devam edecek)
Mahalle Baskısı.(Devam edecek)