ALEVİLER NEREYE GİDİYOR 2
ALEVİLER NEREYE GİDİYOR 2.
SİSTEMİN MÜDAHALESİ
Abbas Tan
Otuz yıldır Sisteme karşı mücadele ediyoruz diye haykırdık.
Alevi kurum yöneticileri ve ocakzadeler, aşıkı sadıklar, eksik yada yanlış yaptığı an sistem devreye girer.
Bir tarafa şirin gözükür, sizin yaptığınız doğrudur, böyle yapmaya devam edin, bize ne görev düşerse hazırız, her türlü desteğe hazırız, her zaman sizin yanınızdayız gibi laflar ederler.
Alevilerle ilgili kararlar alırken Alevilere danışmazlar ama Alevilerin bilgisi var derler. Gerçi kendilerine göre Alevileri vardır.
Bir yandan da farklı politikalar geliştirir.
Devletin imkanlarını seferber ederler.
İmam Hatip okullarını, İlahiyat fakültelerini devreye koyarak lisans, yüksek lisans, doktora tezi hazırlığı diyerek öğrencilerini Cemevlerine gönderirler.
Dedeleri ile, kurum yöneticileri ile röportajlar yaptırırlar.
Dede yada yönetici “ben ne imişim” diyerek başlar konuşmaya.
Karşısındakinin hoşuna gitsin diyerek bazen ipin ucunu iyice kaçırır.
Alevilikle ilgisi olmayan bir yığın laflar ederler. Kısa süre sonra Doktora tezleri üniversite raflarında yerini alır, sonra o tez kitap olarak gelip Cemevlerindeki kitaplıkta/kütüphanede yerini alır.
Sistem kurum yöneticilerine yönelir.
Başkansın, Milletvekiliği senin hakkın, bir diğerine Belediye Meclisi üyeliği senin hakkın.
Senden çok iyi İl Başkanı olur… neler neler anlatılır.
Genel Merkez düzeyinde görev yapanlara başka bir ima ile yaklaşırlar ki bunu duyan büyük yöneticilerin kimileri kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanarler. İlk seçimde kesin milletvekili olarak görürler.
Onlar kendileri için çabalarken kurumların içi boşalmaya başlar.
Birçok kurum yöneticisi ve dedeler Alevi dilini kullanmasını dahi bilmeyince işler iyice karışır.
Yıllardır mücadele veren Aleviler sistemin açık/aralık kapısından içeri girerek dernekleşmeye başkadılar/başladık.
Niçin nasıl olduğunu bilmeden Kültür Derneği, Kültür Vakfı sahipleri olduk.
Hukukçular, siyasetçiler durun, yanlış yapıyorsunuz demediler ve Aleviler Türkiye’nin dört bir yanında örgütlenmeye başladılar.
Köylerde hazine arazilerine, köy meralarına, vakıfların arazilerine Cemevi yapmaya başlandı.
Büyükşehir yasası çıkınca bütün köy Cemevleri belediyelerin oldu.
Elektrik aboneliği Ticarethane olarak tescil edildi uzun zaman kimse fark etmedi.
İtiraz edince KONUT olarak abonelikler tescil edildi.
Yine itiraz edince Kamu yararı statüsü ile taçlandırıldı.
Cemevlerimiz İBADETHANEMİZDİR dedik ama Cemin ibadet olup olmadığını tartışmaya başladık.
Diyanetin kaldırılmasını talep ettik.
Sistem yeniden devreye girdi. Diyanete bağlanmak istemiyorsanız alın size Kültür Bakanlığı Cemevleri Başkanlığı dedi.
Önce kararname arkasından yasa.
Sistem oldukça rahat çalışıyor ve keklikler öte öte yola çıktılar.
Zaten Dernek ve Vakıflarımızın tamamının adında KÜLTÜR var.
Zorunlu din dersleri kaldırılsın diye yıllarca sokaklarda haykırdık. Mahkeme kararı alan canlarımız oldu. Kimse mahkeme kararı var çocuğumu Din dersine göndermem demedi ve çocuğunun elinden tutup okula götürüp İslamiyeti öğrenmesine önayak olduk.
İlahiyat mezunu hoca efendiler Alevilik ders müfredatı hazırlayıp Alevilik dersleri vermeye başladı.
Sistem o kadar güzel işliyor ki ne kendisini incitiyor nede Alevileri.
Kültür Bakanlığı yakında Cemevleri için kadro açacak.
Şimdiden birkaç Alevi akademisyenin (Prof.) kadroyu kabul ettikleri duyulmaya başlandı.
Sırada Hz. Dedeler var.
SİSTEM VARSA BİZ DE VARIZ diyenlere kim ne diyecek, diyebilecek.
Bu sisteme hangi Alevi ne diyecek?
Bir süre önce bazı Cemevi Başkanları, Dedeleri, Cemevi için İçişleri Bakanlığı Baş Danışmanından neler istemedi ki.
Tabak, çatal, kaşık, masa, sandalye, tv, dolap, halı, kilim, çatı akıyor ona da bakılsın. Buzdolabı eski, çamaşır makinesi yok, bir de Elektrikli süpürge olursa teşekkürler….. dediler.
Aleviler herşeyi söylediler ama bir konuda ses çıkarmadılar.
Alevilik kendi ellerimizle yok oluyor nasıl önlem alırız demediler.
Yıllarca bu kurumların başına oturup kalkmayanlara yeter artık kalk demediler.
Alevilik günün şartlarına göre güncellenmeli demediler.
Yolu, Erkanı, ikrarı, görgüyü, müsahiplik, Hızır, Kamil insan, Rıza Şehri, Doğa sevgisi nedir bilmeyenlere cem yürüttürdüler.
Varoluş ve Yaradılış arasındaki farkı bilmedikleri için Varlığın Birliği söyleminden kaçındılar. İslamın özüyüz sözü ile hem kendisini kandırdı, hem karşıdakini.
Hızır da, Gağand da, ikrar ve görgü cemlerinde Kerbela ağıtları ile gençleri uyutanlara cem yaptırdılar/yaptırdık.
Eğitime, Bilime önem vermeyen insanlara Cemevleri yönettirdik.
Sistem neyi emrettiyse öyle hareket ettik, etmeye devam diyoruz.
Aşk olsun bu yanlışlara dur diyeceklere.
Aşk olsun Alevi dilini kullananlara.
Aşk olsun bu yolda Alevice yürüyenlere.
MAHALLE BASKISI
ve
NE YAPMALIYIZ ile
(Devam edecek)