ALEVİLERİN YAPMACIK BİRLİKTELİĞİ

                            ALEVİLERİN YAPMACIK BİRLİKTELİĞİ

 

Abbas Tan

 

Her Alevi ve Alevi dostu Alevilerin birlikteliğinden bahseder ve Alevilerin mutlaka birleşmesini talep eder. Bu birleşme Alevi kurumlarının birleşmesi talebidir.

Elbette Alevilerin kurumlarının bir araya gelmesi kadar doğal bir harekete kimse karşı gelemez ama bundan önce Aleviler niçin bu kadar fazla dernek,vakıf,federasyon kurma gereği duydular. Bu oluşum nasıl başladı nerelere kadar ve kimlere kadar uzanıyor,bunları irdelemeden, çözüm yollarını tartışmadan  beklenti içerisine girmek ve çözüm yolu bulmak çok da inandırıcı yada samimi olmaz.

Geçtiğimiz günlerde üç Federasyon Başkanı bir araya geldiler ve 8 Şubat 2015 tarihinde İstanbul’da bir miting yapma kararı aldıklarını açıkladılar.

 

 

Her şeyden evveli bu hareket, tabanda belli bir kesimde olumlu tepki toplayabilir ama bu birliktelik samimi bir birliktelik değildir.

Doğrudan doğruya yapmacık,samimiyetten uzak,hatta kendi içlerindeki kavgada taraftar toplama hesaplarından başka bir şey değildir.

 

Öncelikle üç federasyondan bahsedilmektedir.

ABF ve AVF öyle yada böyle gerekçelerle kurulmuş Federasyonlarken AVF destekli ve ABF nin gücünü kırma adına kurulan ADF nin gücü nedir, kaç bileşeni var ki bu kadar kendini güçlü gösteriyor ve ABF yöneticileri de büyük güçmüş gibi göstermektedir.

Aslında bunu bu kadar büyüten de ABF nin  bu günkü yöneticileri olmalı.

Alevi Bektaşi Federasyonu büyük bir güçken ve büyük bir tabana sahip ve Demokratik Alevi Hareketi olarak kabul görürken şimdilerde mevcut yöneticiler sayesinde payanda durumuna düştü.

Kendi tabanından kopuk,bileşenleri ile bağı kalmadığı gibi yöneticiler dahi birbirleri ile barışık değiller.

 

ABF ve yöneticilerinin bulundukları durumsa ayaklar altında bir noktadadır.

Her fırsatta Televizyonlara çıkan yöneticiler var ki bir taraftan dedelik kisvesi altında, diğer taraftan siyasi kimlikle ön plana çıkmaya çalışan, danışmanlığı bir aracı makam olarak gören ve Alevilik adına ne dediği belli olmayan birileri ile bir Federasyon yönetilemez. Alevi kurum yöneticisinin özü ile sözü bir olmalı.

Bileşenlerin başkan ve yönetimlerine gelince bir ikisi dışında diğerlerinin üzerlerime ölü toprağı serpilmiş.

Adını Pir Sultan Abdal’dan alan bir kurumun başkanı ne yaptığını bilmez bir havada.

Yoldaş,haldaş sözleriyle durumu kurtarmaya çalışmak gerilerde kalmıştır.

 

 

Üç Federasyon Başkanlarından sormak gerekir.

Bu kararları alırken kendi Yönetim Kurullarınız içerisinde tartışarak mı bu kararları aldınız.

Bileşenlerinizin bu kararlardan haberleri var mıdır.

Başkanlar kurulu toplantıları yaptınız mı?

Aldığınız kararların arkasında kimler ne kadar duracaktır.

Bu soruların cevabını verecek kimseleri ne yazık ki göremiyoruz.

Üç federasyon Başkanı bir araya geldiklerini söylerlerken hangi konularda birlikte hareket ettiklerini söyleyebilirler mi?

Sadece görüntüyü kurtarmak için,kısa vadede küçük çıkar hesabı yaparak bir araya gelmekten başka bir şey değildir.

Bir başka yanı ise, Kimi Federasyon Başkanları birilerinden aldıkları direktifler doğrultusunda bu birlikteliğe evet demektedirler. Kimileri de birilerine şirin gözükmek ve milletvekili olabilmek adına kurumu adeta peşkeş çekerek bir şeyler yaptığını sanmaktadır.

 

Aleviler adına konuşacakların öncelikle Alevi edebini,Alevi dilini bilmeleri gerekir. Alevilerin gerçek taleplerini bilmeleri gerekir ki insanları arkalarından yürütebilmeliler.

 

Aleviler duyarlı insanlardır.

Alevilik adına bir şeyler yapıldığını duyduklarında yada gördüklerinde bütün imkanlarını kullanarak destek vermek isterler. İşte bu zihniyette bunu kullanmaya başladılar.

 

8 Şubatta yapılacak mitingden bir şey çıkmayacağını sananlardan birisi olarak seslenmek isterim.

Üç federasyon demeye dilim varmıyor ama iki federasyon şimdiye kadar birbirlerine yapmadıkları hakaret kalmamışken şimdilerde nasıl bir araya gelebildiler. Hangi şartlar buları bu kadar zorladı.

Mitingde bir arada olacaklar ve miting sonrasında Cami Cemevi projesinin bir an önce bitmesi için Ankara’ya mı yürüyecekler.

Alevi inanç önderlerine ve Alevi kanaat önderlerine bundan önce iki defa çağrıda bulunmuştum.

Bu yanlışa dur deyin diye ama yeterli desteği görememiştim.

Bir kez daha seslenmek istiyorum.

Birazcık Alevi öğretisi ve o duyguyu yaşayan Aleviler;

Artık davanıza ve örgütlerinize sahip çıkınız.

Bu anlayış sizleri biryerlere götürmeyeceği gibi biryerlere tıkayacaklar ve üzerinizi kapatacaklar.

Bin yıllardır Devlet güçlerinin yapmadığını,yapamadığını  şimdiki Alevi kurum yöneticileri yapmaya çalışıyorlar.

Alevi örgütlülüğü yerlerde yada iftar sofralarının etrafında sürünüp dürüyor.

Buna ayaklar altında sürünme denir.

Yazık oluyor yazık.

Hem Aleviler,hem de Alevi kurumlarına ümit bağlamış insanlara yazık oluyor.

 

9 Şubatta okullar açıldığında Din dersleri boykot edilecekmiş.

Kurum yöneticilerinin ve yakınlarının çocuklarından kaç tanesi şu an Dindersine girmemek için okuluna başvurdu, kaç tanesi dindersine girmiyor.

9 şubattan sonra kaç yöneticinin çocuğu veya yakını kaç derse girmeyerek mücadele verecektir.

Bu yalanlara,aldatmalara doyduk artık.

 

Düne kadar Madımak, Maraş, Ankara,Kadıköy mitinglerine katılmayarak üstelik katılanlara hakaret edenlerle, Madımak,Maraş olaylarının sorumluları ile omuz omuza yürüyenlerle hiçbir şey olmamış gibi yürümek ne kadar onurlu bir duruş olur acaba?

Bu mitingin amacı Alevilere hizmet etmek değildir.

Bitme noktasına gelmiş birkaç kişiyi yeniden diriltmek, birkaç kişiyi de acaba sanal gücü göstererek,pazarlık ederek bir yerlere taşıyabilirmiyiz hesaplarından başka bir şey değildir.

 

Şayet bunlara aldanarak saydığım bu talepleri karşılama hesabı yapacak siyasi parti varsa onlara da yazıklar olsun.

Onların siyasetleri de onların olsun. Hatta onların sonu da bunların ki gibi olur.

 

Tabanı olmayan birlikteliğin ne Alevilere nede kendilerine bir yararı olmayacaktır. 16.01.2015